Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Döngüsel Ekonomi Eylem Planı
Avrupa Birliği, Mart 2020’de Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında Döngüsel Ekonomi Eylem Planı’nı (Circular Economy Action Plan – CEAP) duyurmuştur. Bu plan, AB’nin 2050 yılına kadar iklim nötr olma hedefi ve biyoçeşitlilik kaybını durdurma amacı doğrultusunda döngüsel ekonomiye geçişi ön koşul olarak görüyor.
Döngüsel Ekonomi Nedir?
Döngüsel ekonomi, “üret-kullan-at” modelinden farklı olarak, ürünlerin mümkün olduğunca uzun süre kullanılması, onarılması ve geri dönüştürülmesini amaçlayan bir model. Bu model, atıkların en aza indirilmesini ve ürünlerin ömrünün sonunda malzemelerin ekonomiye geri kazandırılmasını sağlıyor. Döngüsel model, geleneksel modelin bir parçası olan ve tüketicileri bir ürünü tekrar satın almaya teşvik etmek için sınırlı bir ömre sahip olacak şekilde tasarlamak anlamına gelen “planlı eskime (planned obsolescence)”ye de çözüm arıyor.
2023 Global Circularity Gap Raporuna göre, küresel ekonominin yalnızca %7.2’si döngüsel olarak değerlendiriliyor. Bu da %92.8’lik bir kısmın ekonomide kaybolduğu anlamına geliyor. Bu rakamlar, sürdürülebilir bir dünya için döngüsel ekonomiye geçişin önemini açıkça gösteriyor.
CEAP’ın Amacı
2015 tarihli ilk eylem planının kazanımları üzerine inşa edilen CEAP, önümüzdeki 10 yılda ekonomik büyümeyi sağlarken, AB’nin tüketim ayak izini azaltmayı ve döngüsel madde kullanım oranını ikiye katlamayı hedefliyor. Döngüsel ekonomi ilkelerinin iddialı bir şekilde uygulanmasının, 2030’a kadar AB GSYİH’sını %0,5 oranında artırmayı ve yaklaşık 700.000 yeni iş imkânı yaratmayı sağlayacağı ifade ediliyor.
CEAP’ın Temel Unsurları
CEAP, sürdürülebilir ürün, hizmet ve iş modellerini norm haline getirmek ve tüketim kalıplarını atık üretimini en baştan engelleyecek şekilde dönüştürmeye yönelik 3 sacayağına dayanan bir “Sürdürülebilir Ürün Politikası Çerçevesi” ortaya koymuştur. Bu kapsamda:
1) Sürdürülebilir Ürün Tasarımı:
Ürünlerin çevresel etkilerinin %80’e varan kısmı tasarım aşamasında belirlenebilirken, doğrusal “üret-kullan-çöpe at” modeli, üreticilere daha döngüsel üretim için yeterli teşvik sağlamıyor. Birçok ürün ya tek kullanımlık ya da çok çabuk bozuluyor, kolayca onarılamıyor veya geri dönüştürülemiyor. Mevcut AB mevzuatı ve girişimleri, ürün sürdürülebilirliğini belli bir dereceye kadar gözetmekle birlikte, piyasaya sunulan tüm ürünlerin giderek daha sürdürülebilir olmaya ve döngüsellik testini geçmeleri için yeterli değil. Örneğin, enerjiyle ilgili ürünlerde başarıyla uygulanan Ekotasarım Tüzüğü’nün (Ecodesign Directive) kapsamı sınırlı. AB Ekoetiketi (Ecolabel) veya AB yeşil kamu alımları (Green Public Procurement-GPP) gibi daha geniş kapsamlı araçlar ise gönüllülük temelinde uyguladığından etkileri sınırlı.
Sürdürülebilir bir ürün politikası için geliştirilecek önlemlerin temelini Ekotasarım mevzuatını mümkün olan en geniş ürün yelpazesine uygulamak oluşturuyor. Bu ve gerekli ilave mevzuatla Komisyon aşağıdaki alanları düzenleyecek:
- Ürün dayanıklılığını, yeniden kullanılabilirliğini ve onarılabilirliğini geliştirmek,
- Ürün bünyesindeki tehlikeli kimyasalları mercek altına almak,
- Enerji ve kaynak verimliliğini artırmak,
- Performans ve güvenliğe zarar vermeksizin ürünlerdeki geri dönüştürülmüş içeriği artırmak,
- Yeniden üretime ve yüksek kaliteli geri dönüşüme olanak sağlamak,
- Karbon ve çevresel ayak izlerini azaltmak,
- Tek kullanımı kısıtlamak ve erken eskimeye karşı koymak,
- Satılamayan dayanıklı malların imhasını yasaklamak,
- Servis hizmeti veya diğer yöntemlerle ürünün yaşam döngüsü boyunca üreticinin ürün performansına dair sorumluluğunu artırmak,
- Dijital pasaport, etiketleme ve filigran gibi yöntemlerle ürün bilgilerinin dijitalleştirilmesini geliştirmek,
- Ürünlerin sürdürülebilirlik performansına dayalı ödül mekanizmaları oluşturmak.
Sürdürülebilir ürün çerçevesinin etkin bir şekilde uygulanması için Komisyon, ulusal makamlarla işbirliği içinde, piyasa denetimi ve gözetimi faaliyetleri yürütecek.
2) Tüketicilere ve Kamu Alıcılarına Güç Kazandırmak:
AB’nin sürdürülebilir ürün politikası, tüketicileri güçlendirmeye ve onlara onarım hakkı gibi maliyet düşürücü fırsatlar sunmaya odaklanıyor. Bu kapsamda, tüketicilerin ürünlerin kullanım ömrü ve onarım hizmetleri hakkında güvenilir bilgi alabilmeleri için tüketici yasasında güncellemeler planlanıyor. Ayrıca, sürdürülebilirlik etiketleri ve logoları için asgari gereklilikler belirlenerek, tüketicilerin yeşil yıkamaya ve erken eskimeye karşı korunması hedefleniyor.
Kamu alımlarının AB GSYİH’sının %14’ünü oluşturduğu dikkate alındığında, Komisyon yeşil kamu alımları için de asgari zorunlu kriterler belirleyecek. Bu adımlar, döngüsel ekonomiyi teşvik ederek hem çevreyi korumayı hem de tüketicilere daha sürdürülebilir seçenekler sunmayı amaçlıyor.
3) Üretim Süreçlerinde Döngüsellik Sağlamak:
Çerçevenin üçüncü ayağını oluşturan üretim süreçlerinde döngüsellik sağlamak kapsamında Komisyon:
- Döngüsel ekonomi uygulamalarını En İyi Teknikler (Best Available Techniques) referans belgelerine entegre etmek dahil olmak üzere, Endüstriyel Emisyonlar Tüzüğü’nü (Industrial Emissions Directive) gözden geçirerek endüstriyel süreçlerde döngüselliği teşvik eden seçenekleri değerlendirmeyi;
- Endüstri liderliğinde bir raporlama ve sertifikasyon sistemi geliştirerek endüstriyel simbiyozu kolaylaştırmayı ve uygulanmasını sağlamayı;
- Biyoekonomi Eylem Planını (Bioeconomy Action Plan) uygulayarak sürdürülebilir ve döngüsel biyo-bazlı sektörü desteklemeyi;
- Kaynakların izlenmesi ve haritalanması için dijital teknoloji kullanımını teşvik etmeyi;
- AB Çevre Teknolojisi Doğrulama Şemasını (EU Environmental Technology Verification Scheme) bir AB sertifikasyonuna dönüştürerek sağlam bir doğrulama sistemi aracılığıyla yeşil teknolojilerin artmasını teşvik etmeyi amaçlıyor.
CEAP’taki Anahtar Değer Zincirleri
Elektronik ve Bilgi İletişim Teknolojileri: Eylem Planı, yeniden kullanım ve onarım yoluyla ürün ömrünü uzatmak ve bileşenler ile yazılımları bir üst seviyeye yükselterek erken eskimeyi önlemek üzere Döngüsel Elektronik Girişimi (Circular Electronics Initiative) kurulmasını öneriyor. Elektronik ve Bilgi İletişim Teknolojileri, “tamir hakkının” uygulanması için de öncelikli alan olarak seçilmiş. Komisyon, Ekotasarım Tüzüğü kapsamında cep telefonları, tabletler ve dizüstü bilgisayarlar ve bunların şarj cihazlarıyla ilgili yeni düzenleyici tedbirler almayı hedefliyor. Ayrıca, eski cep telefonları, tabletler ve şarj cihazları için AB çapında bir geri alım planı oluşturulması öngörülüyor.
Elektrikli ve elektronik ekipman AB’de en hızlı büyüyen atık kollarından biri. Üç Avrupalıdan ikisi, performans önemli ölçüde etkilenmezse dijital cihazlarını daha uzun süre kullanmaya istekli. AB pazarına sunulan ürünler daha uzun süre dayanacak, onarımı ve bir üst seviyeye yükseltilmesi, geri dönüşümü ve yeniden kullanımı daha kolay olacak şekilde tasarlanacak. Ürünün tüm yaşam döngüsü boyunca satıcıların sorumluluğunu artıracak teşvikler sağlanacak ve Ekotasarım daha geniş bir ürün yelpazesine uygulanacak.
Bataryalar ve Taşıtlar: Komisyon bataryalar için toplanma ve geri dönüşüm oranlarını iyileştiren, değerli malzemelerin geri kazanımını sağlayan, sürdürülebilirlik gerekliliklerini belirleyen ve tüketicilere bilgi sağlayan yeni bir düzenleyici çerçeve öneriyor. Taşıtlara ilişkin olarak ise geri dönüşüm verimliliğini artırmak üzere ömrünü tamamlamış araçlarla ilgili kuralların gözden geçirilmesine ve atık yağların sürdürülebilir şekilde işlenmesine dair kurallar öngörülüyor.
Ambalaj: Ambalaj için kullanılan malzeme miktarı sürekli olarak artıyor. 2030’a kadar AB piyasasına sunulan tüm ambalajların yeniden kullanılabilir veya geri dönüştürülebilir hale getirilmesi ve tüm ambalajlar için zorunlu temel gerekliliklerin güçlendirilmesi öneriliyor.
Plastikler: Eylem Planı, 2018 Plastik Stratejisini temel alıyor, geri dönüştürülmüş plastik içeriğini artırmaya odaklanıyor ve ambalaj, inşaat malzemeleri ve araçlar gibi alanlarda geri dönüştürülmüş içerikle ilgili zorunlu gereksinimler öneriyor.
Önümüzdeki 20 yılda plastik tüketiminin iki katına çıkması bekleniyor. 2050 yılına kadar plastikler, petrol tüketiminin %20’sinden, sera gazı emisyonlarının %15’inden sorumlu olabiliceği ve okyanuslarda balıktan daha fazla plastik bulunabileceği ifade ediliyor.
Eylem Planı kapsamında, tek kullanımlık ürünler tedricen kaldırılacak ve bunların yerine dayanıklı ürünler kullanılacak.
Tekstil: Dünyada her saniyede bir kamyon tekstil yakılmaya veya çöp sahasına gönderiliyor. Dünya çapında tüm tekstil ürünlerinin yalnızca %1’inden daha azının yeni ürünlere dönüştürüldüğü tahmin ediliyor. Tekstil sektörü, birincil hammadde ve su kullanımında dördüncü, sera gazı emisyonlarında ise beşinci baskı unsuru.
Eylem Planı, tekstil sektörünün rekabet gücünü ve inovasyonunu güçlendirmeyi ve sürdürülebilir ve döngüsel tekstil ürünlerde AB piyasasını canlandırmayı hedefleyen kapsamlı bir politika çerçevesi sunuyor. Öngörülen stratejinin, tekstilin yeniden kullanımı da dahil olmak üzere sürdürülebilir ve döngüsel tekstil pazarını güçlendirmesi, yeni tüketim kalıpları ve iş modelleri yaratması bekleniyor.
Ekotasarım mevzuatı tekstil sektörünü içerecek şekilde genişletilecek ve giysiler daha uzun süre dayanacak şekilde üretilecek. Komisyon ayrıca, Üye Ülkelerin 2025 yılına kadar uygulaması gereken tekstil atıklarının ayrı toplanması konusunda da rehberlik hizmeti verecek.
İnşaat Sektörü ve Binalar: İnşaat sektörü, çıkarılan tüm kaynakların yaklaşık %50’sini tüketiyor ve AB’nin toplam atık üretiminin %35’inden fazlasından sorumlu. Komisyon, binaların tüm yaşam döngüsü boyunca döngüsellik ilkelerini teşvik etmek üzere yeni ve kapsamlı bir Sürdürülebilir Yapı Ortamı (Sustainable Built Environment) stratejisi benimseyecek. Komisyon Yapı Ürünleri Tüzüğü’nü (Construction Product Regulation), belirli yapı ürünleri için geri dönüştürülmüş içerik gerekliliklerini de kapsayacak şekilde revize etmeyi önerecek.
Gıda: AB’de üretilen toplam gıdanın tahmini %20’si israf ediliyor. Komisyon, Tarladan Çatala Stratejisi (Farm-to-Fork Strategy) kapsamında gıda atıklarının azaltılmasına dair hedef belirleyecek, sektörde sürdürülebilirlik sağlamak için tüm gıda değer zincirini ele alacak, iklim değişikliğiyle mücadeleyle çevre ve biyoçeşitliliği koruma çabalarını güçlendirecek.
Türkiye’nin Döngüsel Ekonomi Çabaları
Özellikle 2010’ların ortasından itibaren ülkemizde de döngüsel ekonomiye geçiş çabaları ivme kazanmaya başladı. Döngüsel ekonomiye yönelik yaklaşımlar giderek artan bir şekilde Çevre Kanunu, 11. Kalkınma Planı ve Orta ve Uzun Vadeli Program gibi stratejik belgelerde yer buldu. Çevre kanunu değişikliği ile 2018 ve 2020 yıllarında yapılan düzenlemelerle döngüsel ekonomi ilkelerine katkıda bulunan önemli adımlar atıldı. Bunlar arasında depozito iade sistemi, sıfır atık projesi, kazanım katılım payı uygulaması ve plastik poşetlerin ücretlendirilmesi yer alıyor.
Türkiye’nin sürdürülebilir ve kaynak etkin bir ekonomiye geçişine katkı sağlamak amacıyla Avrupa Yeşil Mutabakatına paralel olarak 2021’de yayımladığı Yeşil Mutabakat Eylem Planında belirlenen 9 ana hedeften biri “Yeşil ve Döngüsel bir Ekonomi” başlığını taşıyor. Bu kapsamda, yeşil ve döngüsel bir ekonomi tesisi hedefi doğrultusunda özetle aşağıdaki eylemlere yer verildi:
- Belirlenecek öncelikli sektörler için etki ve ihtiyaç analizleri yapılması,
- Türkiye Döngüsel Ekonomi Eylem Planı hazırlanması,
- Yeşil OSB ve Yeşil Endüstri Bölgesi sertifikasyon sistemi çalışmalarının tamamlanması,
- Teknolojik altyapının güçlendirilmesi ve sektörel AR-GE çalışmalarının desteklenmesi,
- Ulusal Yaşam Döngüsü Değerlendirme (YDD) Veri Tabanı geliştirilmesi ve Ulusal YDD Platformu kurulması,
- AB tarafından hayata geçirilecek Sürdürülebilir Ürün, AB Kimyasallar , Ekotasarım ve Enerji Etiketlemesi Mevzuatlarına uyum sağlanması,
- Mevzuat uyum çalışmalarıyla birlikte sektörel bazda bilgilendirme faaliyetleri yapılması,
- İçme suyu kaynaklarında endokrin bozucu kimyasalların takibi,
- Tekstil sektöründe temiz üretim mevzuatının güncellenmesi, deri sektörü için temiz üretim mevzuatı oluşturulması,
- AB Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrol mevzuatının uygulanmasına yönelik ulusal eylem planı ve uygulama takvimi hazırlanması,
- Ulusal Sürdürülebilir Tüketim ve Üretim Eylem Planı hazırlanması,
- Arıtılmış atık su kullanımının geliştirilmesi,
- “Su Yeniden Kullanım Ulusal Master Planı” hazırlanması,
- Sektörel Su Tahsis Planları ışığında “su ayak izi ile ilgili rehber doküman” hazırlanması,
- Su kaynaklarının yönetiminde teknolojiden faydalanılması,
- Türkiye Çevre Etiketi Sisteminin yaygınlaştırılması,
- Çevre etiketi ve atık yönetimi konularında başta KOBİ’ler olmak üzere firmaların bilgilendirilmesi,
- Kalkınma Ajansları tarafından yeşil ve döngüsel ekonomiye geçişi destekleyen çalışmalar yürütülmesi, ve
- Uluslararası finansman kaynaklarının ve IPA fonlarının kullanımının desteklenmesi.
2021 yılında başlatılan ve IPA fonlarıyla desteklenen Türkiye’nin döngüsel ekonomiye geçiş potansiyelinin değerlendirilmesi için teknik destek projesi (DEEP) bu konuda önemli bir çalışma olarak öne çıkıyor. Bu projeyle Türkiye’nin döngüsel ekonomiye ne kadar hazır olduğu ve sektörlerin bu geçişe ne kadar hazır olduğu araştırılıyor.
TÜSİAD, 2021yılında Döngüsel Ekonomi Raporu hazırlayarak döngüsel ekonominin Türk iş dünyasına neler getireceğini ele aldı. Bu kapsamda, iş dünyasının döngüsel ekonomiye geçişte ihtiyaç duyduğu en önemli konular arasında tedarikçi yönetimi, uzman desteği, tasarım ve üretim gereklilikleri, dağıtım ve lojistik ağları, tüketici bilinçlendirme, geri dönüşüm altyapısı ve finansman ihtiyacı yer alıyor.
ISO ve Döngüsel Ekonomi
Öte yandan döngüsel ekonomi alanında dünyada ortak bir referans oluşturma çalışmaları da hızla devam ediyor. Toplamda yedi standarttan oluşması öngörülen ISO 59000 serisi kapsamında çok yeni bir gelişme olarak ISO aşağıdaki standartları yayımladı:
ISO 59004: “Terminoloji, Prensip ve Uygulama Rehberi”:Tüm özel ve kamu kuruluşlarına yönelik olarak ekonominin temel terminolojisini ve prensiplerini tanımlıyor ve uygulama rehberi sağlıyor.
ISO 59010: “İş Modeli ve Değer Ağı Geçiş Rehberi”: Her büyüklükteki ve sektördeki kuruluşlar için, iş modelleri ve değer ağlarını lineer ekonomiden döngüsel ekonomiye geçirmek isteyen kuruluşlara rehberlik ediyor.
ISO 59020: “Döngüselliğin Ölçümü ve Değerlendirmesi”: Kaynak kullanımını en aza indirecek uygulamalar için gerekli bilgileri topluyor ve ölçüm ve değerlendirme için bir çerçeve sunuyor.
Sonuç ve Değerlendirme
Döngüsel ekonomi de geçişte, gerek iklim hedeflerimize ulaşmak gerek AB ile ticari ilişkilerimizi sürdürülebilir kılmak açısından büyük önem taşıyor.
Gümrük Birliği kapsamında malların serbest dolaşımı AB teknik mevzuatına uyumu gerektirdiğinden, CEAP uyarınca AB tarafından yapılan mevzuat değişiklikleri tekstil, mobilya, elektronik, beyaz eşya gibi birçok önemli sektördeki ihracatımızı etkileme potansiyeline sahip. Hatta, CEAP kapsamındaki eylemlerin AB ile aramızdaki Gümrük Birliği ilişkisi üzerinde Sınırda Karbon Mekanizması Düzenlemesinden daha derin etkileri olabileceği dile getiriliyor.
İklim hedeflerimize katkı sağlamanın yanı sıra ekonomik büyümeyi ve rekabetçiliği artırmak bakımından Türkiye’nin döngüsel ekonomi ilkelerini benimseyerek, yeşil dönüşüm sürecinde aktif adımlar atması kritik önem taşıyor.
Bu kapsamda, 2024 yılının ikinci çeyreğinde Türkiye’nin döngüsel ekonomi eylem planının hazırlanmasının planlanıyor olması ve öncelikli sektörler belirlenerek bu sektörlerin döngüsel ekonomiye geçiş potansiyelinin araştırılması vizyonu umut vaadediyor.
Siz de işletmenizin yeşil mutabakat ve döngüsel ekonomi stratejilerini şekillendirmek için BAZ Girişim’in uzman kadrosuna ulaşın.